Egzersiz arşivleri - Koza - Sağlıklı Yaşam ve Egzersiz Merkezi

Mayıs 21, 2021
shoulder-gif.jpg

Kas yırtığı denince gözümüzün önüne kağıt yırtığı gibi bir görüntü geliyor degil mi?
Aslinda kas yırtıkları ismindeki gibi bir yırtık degil. Ten çoraptaki ufak bir ayrılma gibi düşünebilirsiniz.

Kas yırtıklarının derecelendirilmesine göre tedavi planlamasi yapılır. Rüptürün yeri ve derecesi mr sonucuna göre belirlenir.

❗️Tam rüptürlerde (yırtık) ortopedik cerrahi şarttır.
Kısmi rüptürlerde ise, hem mr hem de klinik degerlendirme sonucu bir fizyoterapi plani programlanır. Hastanın omzunu kullanamadığı açılarda kesinlikle zorlama yapılmaz❌
Genelde kas yırtıkları, ilgili kasın omuzdaki bazı eklemlerin altında sıkışmasıyla oluştuğu icin, tedavide yapılan agresif germe açma yöntemleri sıkışmayı, dolayısıyla yaralanmayı arttırır.

Zaten yırtığa eşlik eden ödem hem artar hem de cevre dokulara da yayılmaya başlar.
Bu yüzden, kas rüptürlerinde öncelik ✏️Ağrıyı kontrol altına almaktir. ✏️stabilizasyon ve ağrısız açılarında minimum harekettir. ✏️Bu dönemde, ödemi dağıtacak teknikler çalışılmalı, çevrede kasılmış yumuşak dokulara masaj tercih edilmelidir. ✏️ Ağrı azaldıkça ufak mobilizasyonlar ile dolaşımı arttırıp kastaki iyilesmeyi desteklemektir. Zaten vücut hasarlanan bölgeyi belli maddeler ile iyilestirmeye başlar. Elinizdeki bir kesigin zamanla iyileşmesi gibi…😉
✏️ Ödem azalmaya başladıkça omzun kaybettigi hareketi kazanmak gerekir. Bunun için çevredeki kaslara yüzeysel / derin (hastaya göre değişir) friksiyonlar tercih edilebilir.
✏️ omzun hareket açısı artıp, ağrı sıfır noktasına yaklaştıkça dirençli egzersizler ile kuvvet elde edilmelir.

Kas yırtıklarına yönelik fizyoterapide aceleci olmamak, bilinçli ilerlemek gerekir. Erken yada fazla yapılan bir müdahele yırtığın siddetini arttırabilir.

Önce doktorunuza sonra bir fizyoterapiste başvurunuz.

Fizyoterapist Osteopat Esra Şahin

 


Nisan 6, 2020

Dünya geneline yayılmış bir sağlık sorunuyla uğraşıyoruz;  coronavirüs salgını. Bütün insanlar evlerine kapanmış , kendini ve çevresini korumak için çaba sarfediyor. Bu evde kalış süreci bizi sosyal, ekonomik, psikolojik ve fiziksel yönden olumsuz etkilemeye çok açık, ve yazık ki birçoğumuzu etkiliyor. Ben yakın bir zamanda bu salgını atlatacağımıza, herşeyin normale döneceğine inanıyorum. Olabildiğince, her konuda, en az hasarla çıkmaya gayret göstermeliyiz.

Corona virüs (Covid-19) salgınına karşı gerekmedikçe evden çıkmamak fiziksel aktivitelerimizi kısıtlıyor. Spor salonlarına gidememek, açık havada yürüyüş yapamamak, en basitinden bir ihtiyacımız için  evin dışına çıkamamak fiziksel aktivite yetersizliğine sebep oluyor.  Bu hareketsizliğin sonucunda kas iskelet sisteminde güçsüzlük ve ağrının oluşmasının yanısıra, dolaşım sistemimizi yeteri kadar aktifleştiremediğimizden ötürü, kalp-damar sağlığımız da olumsuz etkileniyor. Bu süreçte yapacağımız birkaç egzersiz ile bağışıklığımızı güçlendirip, kalp damar sağlığımıza olumlu etkiler yapabiliriz.

Egzersizin bu süreçteki önemi nedir peki? Hekimler hergün televizyonlarda, sosyal medyada egzersizi ihmal etmememiz gerektiğini söylüyor,  bununla ilgili videolar ve görseller paylaşılıyor. Egzersiz yapmak hayatımızın her zaman bir parçası olmalı. Belki de en çok ihtiyacımız olan zamanlardan biri salgının yaşandığı bu dönemdir. Yapılan bilimsel çalışmalar ve yayınlar gösteriyor ki ; hergün ‘düzenli’ yapılan, orta şiddetli egzersiz , vücudumuzdaki , antikor seviyesini  (vücuda zarar verme ihtimali olan organizmalarla savaşan maddeler ) yükseltir. Yapılan çalışmalar egzersizden sonra ortalama 3 saat antikor seviyesinde artış olduğunu göstermiştir.  Bunu ‘düzenli’  yaptığımız zaman kalıcı hale getirebiliriz. Yani egzersiz yaparak bağışıklık sistemini güçlendiririz.  Egzersiz sindirim sistemini düzenler, bağırsak sağlığını olumlu etkiler. Bağırsaklarımızın sağlığı arttıkça serotonin ve melatoninn salgısı artar. Serotonin, insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bir nörotransmitterdir. Eksikliğinde depresif, yorgun, sıkılgan bir ruh hali görülür. Melatonin hormonu ise, doğal uyku döngümüzü yani biyolojik saatinizi ayarlar. Melatonin salgısı için iyi bir uykuya (karanlıkta salgılanır, yani gece uykusu önemlidir.) , ve serotonine ihtiyaç vardır. Egzersiz vücutta daha birçok hormon dengesinin sağlanmasına yardımcı olur. ( Burada beslenmenin önemini vurgulamak için parantez açmak istiyorum)

Virüsün akciğerleri etkilediğini biliyoruz. Hem parasempatik etkisinden dolayı (vücudu sakinleştiren sinir sistemi) , hem de akciğerleri havalandırıp kapasitemizi arttırmak için nefes egzersizleri önemlidir. Bir el diyaframın üstünde (karın boşluğunun üzeri, göbek deliğinin 15-20 cm üzeri)  bir el göğüste duracak şekilde oturun veya uzanın, göğüsteki elin kalkmadığından emin olun, diyaframa doğru normal bir nefes alın, tüm nefesinizi dudakları büzerek 10 saniyeye yayarak verin. Bu egzersizi günde 3 kere 10 kez tekrarlayın.  Farkındalıkla ve odaklanarak yapılan nefes egzersizleri  stresinizi azaltmaya yardımcı olacaktır.

Özellikle diyabet hastaları ev egzersizlerine dikkat etmelidir. Yemekten ortalama 2 saat kadar sonra yapılan orta şidddette , 20-40 dk arası  egzersiz  yapabilirler. Kan şekerleri 250 mg/dl nin  üstünde ve 100 mg/dl nin altında ise egzersizi önermiyoruz. Evde ip atlama, uzun bir koridor var ise tempolu, jogging tarzı yürüyüş, yada olduğu yerde hafif zıplamalar gibi aerobik egzersizler tercih edilebilir. Ayrıca ağırlık antremanları ile kas kütlesini koruyabilirler.

Hipertansiyonu ve kalp hastalığı olan kişiler de kontrollü bir şekilde egzersiz yapabilir. Günümüz şartında evde egzersiz yaparken kendi kendilerinin kontolcüsü olacaklardır. Nabzı fazla arttırmayan, nefes nefese kalmadan ve kendilerini yormadan, oturmada yada ayakta yapılan kol-bacak-gövde hareketleri yapabilirler. Yine yerde bacak esnetmeleri, boyun ve sırt germeleri yapabilirler. Biliyoruz ki kalp damar hastalıklarında yapılan düzenli ve kontrollü egzersiz, kan basıncını dengelemeye yardımcı olur.

Eklem ağrıları, bel-boyun gibi omurga ağrıları olan kişiler ne tür egzersiz yapmalıdır?  Evdeki şartları düşünürsek, yere bir mat sererek (yoksa iki katlı battaniye serebilirsiniz) beli ve karnı güçlendiren egzersizleri yapabilirler. ( Mekik çekme,  plank duruşu, köprü kurma gibi..) Pilates bandını kapı koluna takarak sırt egzersizleri yapabilirler. Peki herkes için, egzersiz yaparken nelere dikkat etmeliyiz?  Ağrılı durumlarda her türlü egzersizin bir fizyoterapist tarafından planlanması ve kontrol edilmesi gerekir.Fakat şu durumda, kişiler evde tek başına egzersiz yaparken ağrı oluşmamasına dikkat etmeliler. Yani  her hareket mutlaka ağrı sınırında yapılmalıdır. Eğer tempolu egzersizler yapacak olursanız, -zıplama,ip atlama,ritmik hareketler gibi- nefes nefese kalmamaya özen gösterin. Basit kural, nefes alış verişiniz , dışınızıdan konuşmaya izin verecek ama şarkı söyletmeyecek  hızda olmalıdır. Egzersizler nefes alış verişle senkronize bir şekilde yapılmalı, nefes tutulmamalıdır. Egzersiz sırasında ulaşması gereken ortalam nabız hızının 220-yaşınız ve bunun ortalama %50-%70 i kadar olmalıdır. Tabi bu durum tansiyon ve kalp hastaları için minimum seviyede olmalıdır. Örneğin, herhangi bir sistemik rahatsızlığı olmayan sağlıklı 40 yaşındaki  biri için hesaplarsak, 220-40=180. 180 nin ortalama % 60 ı 108 dir. Yani dakikada ortalama 108 nabızla egzersiz yapılabilinir.

Bu yazımda, evde kaldığımız bu dönemi  özellikle fiziksel olarak sağlıklı geçirmek için egzersizlerin öneminden ve neler yapabileceğimizden bahsettim. Biliyoruz ki sağlık bütüncüldür. Özellikle bağışıklığı arttırmak için fonksiyonel tıpın önerdiği bir beslenme düzeni, iyi uyku çok önemlidir. Umarım ülke olarak, dünya olarak en kısa zamanda bu günleri sağlıkla atlatırız. Mutlu günler diliyorum.


Şubat 19, 2020

Osteopati kişileri bütüncül bakışla değerlendiren bir bilim dalıdır. Bir ağrının  yada hareket kısıtlılığının sebebini problemin olduğu yerin ötelerinde, problemli yerle ilişkili büyün anatomik-fizyolojik bağlantılı bölgeleri değerlendiri. Bazen vücudun bir  bölümündeki  blokaj  eklemde, dolaşımda yada enerjide olan blokaj)  başka bir eyri etkileyebilir. Bu etkilemeyi sadece iskelet sistemi üstünden düşünmeyin. Mesela sırt omurlarındaki bir kısıtlılık aynı zamanda omuzla da ortak kası olduğu için omuz hareketlerini de etkileyebilir.  Ama bu organlar üzerinden de olabilmektedir. Örneğin sürekli idrar yolu enfeksiyonu geçiren bir kişide, mesane sinirleri belin bölgesinden çıktığından bel ağrısı yapabilir. Yada sezaryen doğum yaptıktan sonra, sezaryen kesisi iyileşirken olan  yara yerinde  (skar dokuda )olan yapışıklık vücudun ön kısmını çarşaf gibi saran fasya dokusunu germeye başlar. Boyun önüne yapışan fasya da boynu öne doğru bir itişe zorlayabilir. Bu itme gücü uzun süreli ve kuvvetli olursa, o zaman boyun düzleşmesi, boyun ağrısı, boyun kaslarında gerginlik yaratabilir.

Sonuç olarak vücuttaki bütün sistemlerin birbirini etkileyebildiği bir bağlantı var. Hem anatomik yollarla, hem de fizyolojik olarak bütünselleşir. Dolayısyla bir eklem,  yada kemik ağrısını sadece ağrının olduğu bölgede aramak, ve o bölgede çalışmak kesin ve etkili sonuçlar getirmeyebilir.


Haziran 25, 2019

Fizyoterapi egzersizleri,   fiziksel anlamda hareket kısıtlılığı  ve ağrısı bulunan hastalara  fizyoterapisler tarafından hazırlanan tedavi edici egzersizlere denir. Bunlar nörolojik yada ortopedik rahatsızlıklar olabilir. Bel-boyun gibi omurga ağrıları, eklem ağrıları, burkulma gibi yumuşak doku zedelenmeleri, menisküs ,ön çapraz bağ, kırık gibi ortopedik cerrahilerden sonra fizyoterapi egzersizleri ve rehabilitasyon süreci olmak zorundadır. Doğru, dozunda ve rahatsızlığın durumuna göre hazırlanmış bir fizyoterapi programı ile iyileşme zamanında ve doğru gerçekleşir. Koza Sağlıklı Yaşam ve  Egzersiz Merkezinde ,doktorunuzla iletişim halinde olarak, doktorun direktif ve görüşleri doğrultusunda  alanında uzman fizyoterapistler tarafından hazırlanan fizyoterapi  programı ile sağlığınıza tekrar kavuşabilirsiniz.


Haziran 18, 2019

Skolyoz omurganın kendi etrafında sağa-sola ve kendi etrafında da dönmesiyle oluşan bir deformitedir. Sebepleri genellikle bilinmemekle birlikte, çocukluk-ergenlik döneminde farkedilir. Genellikle kız çocuklarında erkeklerden daha fazla görülür.

Skolyoz nasıl farkedilir?

Skolyozun kesin tanısı Dr kontrolünde çekilen röntgen ile konulur. Fakat skolyozu ailenin yada kişinin kendisinin farketmesi gerekir. Bunu için  kişinin yapması gereken şey, ayna karşısında çıplak bir şekilde vücudunu incelemektir. Sıklıkla omuzlarda simetri görülür. Birisi önde, aşağıda, yukarda yada geride  olabilir. Bel çukurları eşit hizada değildir, kol ve bel arasındaki mesafe her iki tarafta farklı uzunluktadır.  Kalça seviyeleri farklı olabilir, birisi aşağıda birisi yukarıda olabilir. Yada kişiyi ebeveyni arkadan bakarak da inceleyebilir. Arkadan bakıldığında sıklıkla dikkat çeken asimetri , kürek kemiğindeki asimetriler ve sırttaki kamburluk olacaktır. Böyle bir durumda, kesin tanı için ortopedi uzmanına gitmek gerekir.

 

Skolyoz  Tedavisi Nasıl Yapılır?

Skolyoz tedavisinde günümüzde en sık tercih edilen ekol,  Schroth yöntemidir. Schroth yöntemi , Katharina Schrot tarafından 200 sene önce bulunmuş ve geliştirilmiştir. Peki schroth yönteminde hastalar nasıl ele alınır?  Hastaların deformiteleri 3 boyutlu olarak değerlendirilir. Öncelikle primer eğrilik röntgen üzerinde fizyoterapist/schroth terapisti tarafından  belirlenir.  Hastanın vücut  farkındalığı ayna karşısında öğretilir , eğriliklerini duruşunu ayarlayarak düzeltmesi ve  iki tarafa da eşit ağırlık vermesi sağlanır. Buna self-correction denir. Bu, günlük yaşamda da sürekli olarak kullanması gereken duruştur. Bundan sonra ise eğriliklerine göre mobilizasyonlar (fizyoterapistin el ile yaptığı hareketliliği arttırıcı manevralar),  nefes egzersizleri,   omurgayı düzeltici egzersizler  (kolların, bacakların ve omurganın pozisyonlanarak yapıldığı) yapılır. Bu egzersizler,  duvara monteli barlar, uzun sopalar,  destekleyici  yastıklar, minderler vs gibi ekipmanlar kullanılarak yapılır.

Schroth Yöntemi Kimlere Uygulanır?

Schroth yöntemi  ‘adölesan idyopatik skolyoz’ (sebebi bilinmeyen ) teşhisi  konmuş  her yaştaki skolyozlu bireylere uygulanabilinir.  Koza Sağlıklı Yaşam ve Egzersiz Merkezinde alanında uzman Schroth terapistleri tarafında skolyoz tedavisi yapılmaktadır. Skolyozda erken teşhis ve erken terdavi önemlidir.  Aksi takdirde ilerleyerek kişilerde ciddi deformitelere ve fonksiyon bozukluğuna sebep olabilir.

 


Haziran 14, 2018

KALP DAMAR HASTALARI NEDEN EGZERSİZ YAPMALIDIR?
Egzersiz yapmanın vücut sistemlerinin hepsine olumlu etkisi var fakat en büyük etkisini dolaşım sistemi üzerine etkisidir. istirahatte kanın ortalama yüze gönderilirken egzersiz sırasında bu yüzde 80 lere çıkar. Bu da dokuların beslenmesi için harikulade bir oran. Reformer pilates ile kardiyo-aerobik egzersiz çalışılabildiği için tercih edilmelidir. Kalp çalıştıkça egzersize fizyolojik uyum göstererek büyür, dediğimiz gibi fizyolojik bir uyum çerçevesinde, patolojik bir büyüme değil! Bu faydalı büyüme yüklenmelere karşı kalbi güçlendirir. Kalp odacıklarının da hacmi artar bu da kalbin içine aldığı kanı ve vücuda pompaladığı kan miktarını artması demektir. Kalpte oluşan yeni kılcallarla kalp daha iyi beslenir ve MI gibi rahatsızlıklara karşı adeta sigorta damarları görevi görür.
Kalp damarlarını tıkayan plak oluşumunu önüne geçer veya durdurur. Kalp damarlarında tıkanıklığa yol açan kötü kolesterol (LDL) miktarını azaltır, damarları koruyan iyi kolesterol (HDL) miktarını ise arttırır. Şeker hastalığı varsa, kan şekerinin düzenler ve kilo verdirir. Tansiyon hastalarında kan basıncını azaltır.

 

EGZERSİZ SIRASINDA VE ÖNCESİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER?
Yapılan egzersizin faydalı olabilmesi için istikrarlı yapılması gerekmektedir, çeşidine göre haftada minimum iki gün olmak üzere sayısı arttırabilinir, tercihen her gün düzenli yapılmalıdır. Sakatlanmaların önlenmesi açısından her türlü egzersiz öncesinde 10-15 dakikalık ısınma süresi olmalıdır. Egzersizin süresi bireyin sağlık durumuna göre değişmekle birlikte, uygun kalp hızında 15-45 dakika arasında olmalıdır. Egzersiz sonrası 5-10 dakika soğuma, gevşeme ve toparlanma evresi gerekmektedir.
Egzersiz yaparken kalbinizin egzersize olan cevabı birçok yöntemle değerlendirilebilmektedir.
Dİkkat edilmesi gereken bir diğer konu kalp hızı kontörlüdür. Manuel olarak tercihen radial nabızdan bakılır bunun dışında nabız ölçer bağlanarak egzersiz boyunca kontrol edilmelidir. Egzersizlerin etkin olabilmesi için egzersiz sırasında mutlaka kişiye özel kalp hızına ulaşılması gerekmektedir. Kişiye uygun kalp hızı, kişinin güvenli sınırlar içinde egzersiz yapabilmesi için uygun olan kalp hızını hesaplamada şu ölçüm tercih edilir. 40 yaşınızda olduğunuzu farzedelim.
220-yaş hesaplanır, 220-40=180 atım/dakika. Bu değerin yüzdeleri alınarak minimum ve maksimum kalp hızı hesaplanır. Başta %50 si ile yani 90 atım/dakika ile başlanıp en fazla % 80 inine yani 144 atım/dakika ya çıkılmalıdır.

 

ANTALYA KOZA SAĞLIKLI YAŞAMDA REFORMER PİLATES EGZERSİZLERİ
Antalya Koza Sağlıklı Yaşam Merkezinde fizyoterapist eşliğinde yapacağınız reformer pilateste kişiye göre uygun bir yüklenme programı oluşturulur. Böylece kademe kademe ilerlenerek sistem üzerinde olumlu gelişme sağlanır.
Kalp damar hastaları aldıkları medikal tedavinin yanı sıra dolaşım sitemlerini aktif tutumak için beslenmelerine ve fizksel aktivitelerine çok dikkat etmeleri gerekmektedir. Yürüyüşü dahi kontrollü yapabilen hastalar var. Taşikardisi, ritm bozukluğu yada MI öyküsü olan vs koroner arter hastalarının kalp hızları bir anda hızlıca artabiliyor, bu durumda panik haliyle durum daha kötüye gidebiliyor. Belki başta 10 dk kadar önce oturarak yumuşak baş kol bacak ve gövde egzersizleriyle başlamak daha sağlıklı olabilir. Ardından reformerda ritmik nefes teknikleriyle kombine hareketlere geçilebilinir.
Eğer sizin de Kalp damar sağlığı probleminiz var ise hekiminizin kontrollerinden sonra kendi başınıza spor aktivitelerinde bulunmadan önce bir fizyoterapist ile egzersiz programına başlayın. Antalya Koza Sağlıklı Yaşam Merkezinde alanında uzman fizyoterapistler ile reformer pilates, klinik pilateste uygun egzersiz programına güvenle başlayabilirsiniz. Sağlıkla kalın…


Haziran 12, 2018

 

Eskiden bel boyun fıtığı ve radiküler  (kök problemi) olanlara yaklaşık 60 gün yatak istirahati verilirmiş ki tamiyileşme sağlansın diye. Şimdi ise günümüz koşullarını da hesaba katınca genelde 1 hafta kadar istirahat veriliyor. Disk problemi olan kişiler üzerinde yapılan araştırmalarda daha çok yatak istirahati yapanların az yapanlara oranla daha kısa sürede iyileştikleri gözlemlenmiş. Hastalık kronikleşmeden akut durumda ne kadar yatak istirahati o kadar diske az yük binmesi demek.

Peki  ağrı tek başına fıtık olduğuna işaret eder mi? Hayır. Disk patolojilerinde bir disk probleminiz var ise muayene omurun üstüne basttığınızda genelde hassas ve acılıdır. Bası büyükse bazen tuttuğu bölgeye göre yayılım olabilir. Omurlardaki faset eklem blokajları , artrozal durumlar (kireçlenme) Spondiloz durumları (kaymalar), kırıklar, çarpmaya düşmeye bağlı yumuşak doku ve eklem içi ödemler  de ağrı yapabilir. Problemin olduğu yere göre yine sinir tutulumu olabilir. Birtakım fonksiyonel, dinamik ve nörolojik testlemelerle  ( bu testler  kişiyi belli pozisyonlara alarak yapılır.) ağrının kaynağı disk patolojisi mi anlaşılabilinir. Yada ayakta bir yana eğildiğinizde ağrı hafifler diğer yana eğildiğinizde artar, sabit durma ve oturmayla artar, omurga yanındaki kaslarda tonus artışı vardır.

Diyelim kişide bir fıtık problemi var, osteopatik  olarak fıtığın olduğu segmentteki omurla çalışılmaz. Fıtığın olduğu omur genelde hipermobildir (fazla hareketli.) Bir alt ve üst segmentindeki omurlar hipomobildir. Osteoapati yaklaşımında fıtığın olduğu değil genelde çevre dokulardan çalışılır ve iyileşme sağlanır.  Çevre segmentlerden çalışmayla Beta  hücreleri arka boynuzlara uyarı gönderir ve internöronlarla ağrıda inhibisyon (baskılama) geliştirir. Fıtığın olduğu bölgeye direkt maniplasyon yapmak ne kadar doğru?  Mr sonucu yok yada iyi muayene edilmemiş hatta bazen hiç muayene edilmemiş güvenlik tesleri ve nörolojik testler yapılmamış bir kişinin omurlarını maniple etmek diski yırtmaya daha çok yaralanmaya sebep olmaz mı? Hele ki bir de bu maniplasyon deneyimsiz ve yeterli eğitim almayan kişilerce yapılıyorsa… İlk başta Nörorefleks yolla ağrı azalabilir fakat  sonrasında hastayı takip edenler ağrının yayılımın arttığını görebilirler. Bu sebeple doğru kişiye problemin doğru evresinde maniplasyon yapılmalıdır. Başta mobilizasyonlar yumuşak doku çalışmaları yada başka osteopatik yöntemler  ile yaklaşmak önemlidir.  Belli aralıklarla yapılan kollajen arttırıcı ve ödem azaltıcı egzersizler ile tedavi desteklenmeli yara iyileşmesi sağlanmalıdır.

Manuel terapilerin yanında olmazsa olmaz 2. Faktör beslenmedir. Kişi bu evrede dokuya iyi kan akışı sağlamak için karbonhidratsız sağlıklı besinler tüketmeli ve bol su içmelidir.


Mayıs 11, 2018

 

Günümüzde reformer pilates en sık tercih edilen egzersiz methodlarından biridir. Reformer pilates yaparken tüm vücuda odaklanılır ve vücudun birçok yeri aynı anda çalışılır. Örneğin bacak egzersizleri yaparken kolu gövdeyi belli pozisyonlarda tutup stabiliteyi sağlarız. Aynı anda nefesle koordine ederiz. Reformer pilateste,  birçok fitness aletinde çalışabileceğiniz hareketi çalışabilirsiniz.  Sadece  bayanlar değil erkekler için de tercih edilebilir bir yöntem. Kaslar güçlenip esnerken aynı zamanda kilo vererek sıkılaşabilir, formunuzu koruyabilirsiniz.   Antalya Koza Sağlıklı Yaşam Merkezinde Reformer pilates yapmak isteyen her üyemize öncesinde postür analizi yapılır, ağrı, cerrahi geçmişi dikkate alınarak reformera alınır. Böyle oluşabilecek sakatlıkların da önüne geçilmiş olunur.

Antalya Koza Sağlıklı Yaşamda reformer pilatesi fizyoterapist eşlinde çalışacağınız için egzersiz esnasında oluşabilecek ağrılara Myofasyal  gevşetme yöntemleriyle kolaylıkla çözüm bulabilrsiniz. Tüm hareketler Fziyoterapistiniz tarafından kontrol edilerek kişinin anatomisine göre modifiye edilir. Sonuçta reformer çalışırken asıl amaç sağlıklı yaşama sahip olmak, bu sebeple vücudunuzu anatomi ve fizyoloji bilen bir fizyoterapiste emanet edebilirsiniz.  Reformer yapmak isteyen sizler, önce kendi kendinize koyduğunuz engeli kaldırın. Egzersiz yapmak bir hobi değil yaşam biçimi olmalı, üstelik bunu reformer pilatesle daha eğlenceli hale de getirebilirsiniz. Şimdi başlamak için kararlı olun ve yaşamınıza sağlık katın. Bizler Antalya Koza Sağlıklı Yaşam ve Egzersiz Merkezinde sizleri bekliyoruz. Sağlıkla kalın…